Showing posts with label mera. Show all posts
Showing posts with label mera. Show all posts

Thursday, October 28, 2021

Yem Bitkilerinin Önemi

 


Yem bitkisi, hayvan yemi olarak yetiştirilen, ancak bunun yanında toprak ve suyu muhafaza etme, ekim nöbeti içerisinde kendinden sonra gelen ürünlerin verimini artırma özellikleri taşıyan, doğrudan doğruya veya sonradan yedirilmek üzere hasat edilerek kurutulan veya silajı yapılan bitkilerdir.

Kaba yem olarak tanımlanan yem bitkileri en ucuz besin kaynağıdır. Hayvanların mide mikroflorası için lüzumlu besin maddelerini içermektedir. Mineral ve vitamin kaynağı olmaları nedeniyle hayvanların verim ve üreme performanslarını etkilerler.

Yem bitkilerinin yem olma niteliğinin yanında daha birçok faydalı yönleri vardır. Tarımsal üretimin esas kaynağı olan toprağın yerinde tutulmasında yani toprak ve su erozyonlarının önlenmesinde en etken silahtır. Özellikle baklagiller ailesinden olan yonca, korunga ve fiğ gibi yem bitkileri, köklerinde oluşturdukları boncuk şeklindeki yumrucuklar içerisinde barındırdıkları bakteriler vasıtasıyla, havanın serbest azotunu toprağa aktararak hiçbir zararlı yan etkisi bulunmayan tabii bir gübreleme yaparlar. Aynı zamanda toprağın derin tabakalarında çözünmez halde bulunan bazı besin elementlerini (fosfor gibi) çözündürüp, toprağın üst tabakalarına taşıyarak kendinden sonra gelecek ürün için hazır hale getirirler. Başka yabancı otların gelişmesine müsaade etmezler. Böylece girmiş oldukları ekim nöbeti sistemi (münavebe) içerisinde toprak verimliliğini artırarak kendinden sonra gelen ürünün hem veriminin fazla miktarda artmasına hem de kaliteli ve lezzetli ürünlerin üretilmesine imkân sağlarlar.

Buğdaygil ve baklagil yem bitkileri ekildikleri toprakları yalnız verimli hale getirmekle kalmazlar. Aynı zamanda bol miktarda bırakmış oldukları kök ve toprak üstü artıkları ile toprağın organik madde miktarını artırarak yapısını düzeltirler. Toprağın organik madde yönünden zenginleşmesi ise, özellikle yağışı az olan yerlerde çok önemli husus olan toprağın su tutma ve besin maddeleri kapasitesini artırır.

Yem bitkilerinin önemini kavrayan gelişmiş batı ülkelerinde yem bitkileri alanının tarım arazisi içindeki payı % 25-70'dir. Hâlbuki ülkemizin toprakların çoğu engebeli ve meyilli olması nedeniyle işlemeli tarıma uygun olmayıp tamamen su ve rüzgar erozyonuna açıktır. Bir mm'lik toprak tabakasının oluşması için en az 100 yıl gerektiği ve ülkemizde her yıl Kıbrıs adasının büyüklüğüne eşit ve 10 cm kalınlığındaki bir toprağın denizlere döküldüğü dikkate alındığında, yem bitkilerinin tarla arazileri içerisindeki % 3'lük payı çok düşük kalmaktadır.

Ayrıca hayvan varlığı bakımından önde gelen ülkelerden biri olan Türkiye hayvansal üretim bakımından sonuncu sıralarda yer almaktadır. Böylece insan beslemesi için çok önemli kaynak olan hayvansal ürünün kişi başına düşen tüketim miktarı diğer ülkelerle kıyaslanmayacak kadar düşüktür.

Bu nedenlerle, öncelikle hayvanların çok iyi ve kaliteli yemlerle beslenerek hayvansal ürünlerin verim ve kalitesinin artırılması gerekmektedir. Nitekim yapılan araştırmalarda çiftçi şartlarında hayvanların üstün kaliteli yem bitkileri ile beslenmesi durumunda verimlerinin en az iki kat artırılabildiği tespit edilmiştir.

Hayvancılıkla uğraşan işletmelerin, hayvan beslemede kullanacakları kaba yemleri kendi işletmelerinde üretmeleri, kârlı bir yetiştiricilik için esastır. Geviş getiren hayvanların selülozca zengin kaba yemleri değerlendirme yetenekleri, kaliteli ve ucuz kaba yem sağlayan yem bitkileri kültürünün önemini artırmıştır. Kaba yemin bol, nitelikli ve ucuz olması, daha pahalı olan yoğun yemlerin kullanımını azaltmakta ve işletmelerde ekonomik kazanç sağlamaktadır.

Sonuç olarak; yurdumuzda doğal yem kaynakları verimsiz ve taşıyabileceğinden fazla miktarda hayvanla aşırı şekilde otlatılmaktadır. Başta yetersiz beslenme nedeniyle hayvanlarımızın verimleri çok düşüktür. İleri gitmiş ülkelerle kıyaslandığında ülkemizde yem bitkisi ekim alanı çok azdır. İşte tüm bu problemlerin çözümü için yem bitkileri yetiştiriciliğine gereken önem verilmelidir.
BD  /  at  October 28, 2021  /  No comments

 


Yem bitkisi, hayvan yemi olarak yetiştirilen, ancak bunun yanında toprak ve suyu muhafaza etme, ekim nöbeti içerisinde kendinden sonra gelen ürünlerin verimini artırma özellikleri taşıyan, doğrudan doğruya veya sonradan yedirilmek üzere hasat edilerek kurutulan veya silajı yapılan bitkilerdir.

Kaba yem olarak tanımlanan yem bitkileri en ucuz besin kaynağıdır. Hayvanların mide mikroflorası için lüzumlu besin maddelerini içermektedir. Mineral ve vitamin kaynağı olmaları nedeniyle hayvanların verim ve üreme performanslarını etkilerler.

Yem bitkilerinin yem olma niteliğinin yanında daha birçok faydalı yönleri vardır. Tarımsal üretimin esas kaynağı olan toprağın yerinde tutulmasında yani toprak ve su erozyonlarının önlenmesinde en etken silahtır. Özellikle baklagiller ailesinden olan yonca, korunga ve fiğ gibi yem bitkileri, köklerinde oluşturdukları boncuk şeklindeki yumrucuklar içerisinde barındırdıkları bakteriler vasıtasıyla, havanın serbest azotunu toprağa aktararak hiçbir zararlı yan etkisi bulunmayan tabii bir gübreleme yaparlar. Aynı zamanda toprağın derin tabakalarında çözünmez halde bulunan bazı besin elementlerini (fosfor gibi) çözündürüp, toprağın üst tabakalarına taşıyarak kendinden sonra gelecek ürün için hazır hale getirirler. Başka yabancı otların gelişmesine müsaade etmezler. Böylece girmiş oldukları ekim nöbeti sistemi (münavebe) içerisinde toprak verimliliğini artırarak kendinden sonra gelen ürünün hem veriminin fazla miktarda artmasına hem de kaliteli ve lezzetli ürünlerin üretilmesine imkân sağlarlar.

Buğdaygil ve baklagil yem bitkileri ekildikleri toprakları yalnız verimli hale getirmekle kalmazlar. Aynı zamanda bol miktarda bırakmış oldukları kök ve toprak üstü artıkları ile toprağın organik madde miktarını artırarak yapısını düzeltirler. Toprağın organik madde yönünden zenginleşmesi ise, özellikle yağışı az olan yerlerde çok önemli husus olan toprağın su tutma ve besin maddeleri kapasitesini artırır.

Yem bitkilerinin önemini kavrayan gelişmiş batı ülkelerinde yem bitkileri alanının tarım arazisi içindeki payı % 25-70'dir. Hâlbuki ülkemizin toprakların çoğu engebeli ve meyilli olması nedeniyle işlemeli tarıma uygun olmayıp tamamen su ve rüzgar erozyonuna açıktır. Bir mm'lik toprak tabakasının oluşması için en az 100 yıl gerektiği ve ülkemizde her yıl Kıbrıs adasının büyüklüğüne eşit ve 10 cm kalınlığındaki bir toprağın denizlere döküldüğü dikkate alındığında, yem bitkilerinin tarla arazileri içerisindeki % 3'lük payı çok düşük kalmaktadır.

Ayrıca hayvan varlığı bakımından önde gelen ülkelerden biri olan Türkiye hayvansal üretim bakımından sonuncu sıralarda yer almaktadır. Böylece insan beslemesi için çok önemli kaynak olan hayvansal ürünün kişi başına düşen tüketim miktarı diğer ülkelerle kıyaslanmayacak kadar düşüktür.

Bu nedenlerle, öncelikle hayvanların çok iyi ve kaliteli yemlerle beslenerek hayvansal ürünlerin verim ve kalitesinin artırılması gerekmektedir. Nitekim yapılan araştırmalarda çiftçi şartlarında hayvanların üstün kaliteli yem bitkileri ile beslenmesi durumunda verimlerinin en az iki kat artırılabildiği tespit edilmiştir.

Hayvancılıkla uğraşan işletmelerin, hayvan beslemede kullanacakları kaba yemleri kendi işletmelerinde üretmeleri, kârlı bir yetiştiricilik için esastır. Geviş getiren hayvanların selülozca zengin kaba yemleri değerlendirme yetenekleri, kaliteli ve ucuz kaba yem sağlayan yem bitkileri kültürünün önemini artırmıştır. Kaba yemin bol, nitelikli ve ucuz olması, daha pahalı olan yoğun yemlerin kullanımını azaltmakta ve işletmelerde ekonomik kazanç sağlamaktadır.

Sonuç olarak; yurdumuzda doğal yem kaynakları verimsiz ve taşıyabileceğinden fazla miktarda hayvanla aşırı şekilde otlatılmaktadır. Başta yetersiz beslenme nedeniyle hayvanlarımızın verimleri çok düşüktür. İleri gitmiş ülkelerle kıyaslandığında ülkemizde yem bitkisi ekim alanı çok azdır. İşte tüm bu problemlerin çözümü için yem bitkileri yetiştiriciliğine gereken önem verilmelidir.

Mera Islahı

 

Bitkiler bulundukları ortamla denge haline gelmeleri çok uzun yıllar süresince mümkün olmuştur. Bu süre içinde meranın taşıyabileceği en yüksek bitki topluluğuna klimax vejetasyon denilmektedir. Böyle bir merada, çevre şartları olan iklim, toprak, yükseklik ve biotik şartlar değişmedikçe meranın klimax bitki topluluğu da değişmez. Bu şartlardan birinde bir değişiklik olduğu takdirde, merayı meydana getiren bitki topluluklarında da değişiklik başlar.
Şartlar bozulunca mera bitki topluluğu da bozulur. Meraya, yeni çevre şartlarına uygun bitki toplulukları gelmeye başlar. Merayı terk eden bitki topluluklarının yerine hayvanlar için daha az değerli, fakat yeni şartlara kendini adapte edebilen bitkiler gelir. Mera bozulması olayında iyi cins otlar hayvanlar tarafından devamlı tercih edildiğinden bu türler, devamlı otlatmayla, büyüme kuvvetleri azalır ve zamanla meradan çekilirler.
Bu bitkiler yerine, rekabet gücü fazla ve hayvanlar tarafından sevilmeyen ot ve çalı türleri merayı istila ederler. Kaybolan bitkilerin yerine, önce tek yıllık bitkiler daha sonra da çok yıllık ot ve çalı türleri yer yer merayı kaplarlar. Bu bitkilerin hayvan besleme değerleri düşük olduğundan meranın yem değeri de zayıf olur.
Mera Bozulmasının Sebepleri:
Aşırı Otlatma: Bir meranın bir mevsimde üretmiş olduğu otun yarısından fazlası hayvanlar tarafından tüketilirse buna aşırı otlatma denilmektedir
Erken Otlatma: Mera bitkileri, vejetasyon devresinin başında, yeni büyümeye başladıkları zamanda, yedek besin maddeleri ile beslendikleri için otlatmaya karşı son derece hassastırlar. İşte vejetasyon devresinin başında otlatma yapıldığı takdirde bitkiler kolayca büyüyemez ve zayıf kalırlar.
Kuraklık: Meradaki otlar aşırı ve erken otlatmayla zayıf düşmüş ise bu arada kurak bir yazda geçirildiği takdirde kuruyup yok olabilirler.
Kontrolsüz Otlatma: Hayvan sahipleri meraya istedikleri zaman ve istedikleri kadar hayvan sokarlarsa, bitkiler kolayca büyüyemez ve zayıf düşerek yok olurlar.
Yakma: Hayvan sahipleri, meradaki çalı ve dikenleri, yok etmek için kontrolsüz yakarlarsa, meranın klimax türleri kolayca yok olur.
Sürdürülebilir Bir Otlatma Sisteminin Önemli Unsurları Toprak Durumu: Verimliliği, derinliği, biyolojik canlılığı, zengin su kaynağı, faydalı element miktarı, tuzluluğu ve alkaliliği, pH durumu, erozyon durumu, drenaj durumu
Bitki Durumu: Mera yönetimi, çoğunluklu baklagil bitkiler, alternatif bitki türleri, kuru yem ve silaj imkânı, silvo - pastoral sisteme uygunluğu
Hayvan Durumu: Pazar ekonomisine uygunluğu, ikincil ürün değeri, ekolojik koşullara uygunluğu, sayısı, verim gücü yüksek cinsi
Pazarlama Durumu: Hayvansal üretimin değeri, halk ihtiyacı, alternatif pazar durumu
BD  /  at  October 28, 2021  /  No comments

 

Bitkiler bulundukları ortamla denge haline gelmeleri çok uzun yıllar süresince mümkün olmuştur. Bu süre içinde meranın taşıyabileceği en yüksek bitki topluluğuna klimax vejetasyon denilmektedir. Böyle bir merada, çevre şartları olan iklim, toprak, yükseklik ve biotik şartlar değişmedikçe meranın klimax bitki topluluğu da değişmez. Bu şartlardan birinde bir değişiklik olduğu takdirde, merayı meydana getiren bitki topluluklarında da değişiklik başlar.
Şartlar bozulunca mera bitki topluluğu da bozulur. Meraya, yeni çevre şartlarına uygun bitki toplulukları gelmeye başlar. Merayı terk eden bitki topluluklarının yerine hayvanlar için daha az değerli, fakat yeni şartlara kendini adapte edebilen bitkiler gelir. Mera bozulması olayında iyi cins otlar hayvanlar tarafından devamlı tercih edildiğinden bu türler, devamlı otlatmayla, büyüme kuvvetleri azalır ve zamanla meradan çekilirler.
Bu bitkiler yerine, rekabet gücü fazla ve hayvanlar tarafından sevilmeyen ot ve çalı türleri merayı istila ederler. Kaybolan bitkilerin yerine, önce tek yıllık bitkiler daha sonra da çok yıllık ot ve çalı türleri yer yer merayı kaplarlar. Bu bitkilerin hayvan besleme değerleri düşük olduğundan meranın yem değeri de zayıf olur.
Mera Bozulmasının Sebepleri:
Aşırı Otlatma: Bir meranın bir mevsimde üretmiş olduğu otun yarısından fazlası hayvanlar tarafından tüketilirse buna aşırı otlatma denilmektedir
Erken Otlatma: Mera bitkileri, vejetasyon devresinin başında, yeni büyümeye başladıkları zamanda, yedek besin maddeleri ile beslendikleri için otlatmaya karşı son derece hassastırlar. İşte vejetasyon devresinin başında otlatma yapıldığı takdirde bitkiler kolayca büyüyemez ve zayıf kalırlar.
Kuraklık: Meradaki otlar aşırı ve erken otlatmayla zayıf düşmüş ise bu arada kurak bir yazda geçirildiği takdirde kuruyup yok olabilirler.
Kontrolsüz Otlatma: Hayvan sahipleri meraya istedikleri zaman ve istedikleri kadar hayvan sokarlarsa, bitkiler kolayca büyüyemez ve zayıf düşerek yok olurlar.
Yakma: Hayvan sahipleri, meradaki çalı ve dikenleri, yok etmek için kontrolsüz yakarlarsa, meranın klimax türleri kolayca yok olur.
Sürdürülebilir Bir Otlatma Sisteminin Önemli Unsurları Toprak Durumu: Verimliliği, derinliği, biyolojik canlılığı, zengin su kaynağı, faydalı element miktarı, tuzluluğu ve alkaliliği, pH durumu, erozyon durumu, drenaj durumu
Bitki Durumu: Mera yönetimi, çoğunluklu baklagil bitkiler, alternatif bitki türleri, kuru yem ve silaj imkânı, silvo - pastoral sisteme uygunluğu
Hayvan Durumu: Pazar ekonomisine uygunluğu, ikincil ürün değeri, ekolojik koşullara uygunluğu, sayısı, verim gücü yüksek cinsi
Pazarlama Durumu: Hayvansal üretimin değeri, halk ihtiyacı, alternatif pazar durumu

ZIRAI DON DOLU EROZYON ÇIĞ DÜŞMESİ SU TAŞKINLARI KURAKLIK HORTUMLAR SİS KUVVETLİ RÜZGAR VE FIRTINA ORMAN YANGINLARI HEYELAN SEL BASKINI YANARDAĞ PATLAMASI DEPREMLER TSUNAMİ TRUF MANTARI KUŞ CENNETİ NEMRUT KRATER GÖLÜ COMBATING DESERTIFICATION

Copyright © 2013 Küresel Isınma-İklim Değişikliği-Çölleşme. WP Theme-junkie converted by Bloggertheme9
Blogger templates. Proudly Powered by Blogger.